1 Ocak 2018 Pazartesi

🔥 ATLA!!!

Çocuklara her akşam yatmadan Masal okuyorum. Bu akşam da kitabımızı bitirdikten sonra süt 🥛 içip uyku moduna geçiyoruz. Sesli İngilizce masal açıyorum. Tam uyku moduna geçmiş iken yangın Alarmı çalmaya başlıyor. Montları, botları alıp herkes gibi biz de dışarıya doğru hızlı adımlarla yürüyoruz. Zihnim hemen geçmişe yöneliyor. Geçtiğimiz aylarda da iki defa alarm talimine katılmıştık. Ansızın çalmaya başlayan alarm 🚨 yüzünden çocuklar ağlamaya başlamıştı. Montları almadan çıkmak zorunda kaldığım için kızım hastalanmıştı. Sesin yüksekliği sebebiyle yaşadığım travmayı hatırlamak bile istemiyorum. Kendim o haldeyken ağlayan çocuklarımı teskin etmek de kolay olmamıştı. Ta ki itfaiye arabası 🚒 ve ambulans 🚑 gelene kadar... Bunun bir oyun olduğunu ve gerçek yangın da hızlı koşabilecek miyiz? testi yapıldığını anlatmıştım.

Odaların önünden hızla geçerken bir odadan gelen yanık kokusuyla rahatlıyorum. Artık dışarıya çıkarken gayet sakinim. Yangın 🔥 yok bundan eminim fakat bir oda da yanmış birşeyler yani yanık kokusu var..

Olası bir durumda kaçış planlarını gözden geçiriyorum. Odamın hemen yanındaki yangın merdiveni aklıma geliyor. Yangından nasıl kaçardım, nasıl kurtulurdum planları yapıyorum.. Yangın olsaydı pencereyi açar ve atlar mıydım diye düşünmeden edemiyorum.

Kampta Alarm hengamesi sürerken telefona, gün içinde merhum Mustafa Zümre hakkında arkadaşıma sorduğum sorunun cevabı geliyor. Haber doğrulanıyor.

‘Zümre, Meriç nehrine neden atladı?’


Gelen cevap şöyle; Tutuklandığında ağır işkenceler gördüğü ve bu işkencelere dayanamayacağını düşündüğü için. Zaten ailesiyle bu yolculuğa çıkmasının sebebi de dayanamayacağını inandığı işkenceler.. Arkadaşına söylediği ‘İşkence adına aklınıza ne geliyorsa hepsinin prototipini üzerimde denediler. Beni bir daha alırlarsa bu kez sağ bırakmazlar’ sözleri herşeyi özetliyor.

Mustafa Zümre, Meriç sularına atlıyor. Dalgıç ekiplerinin aramayı reddetmesi sebebiyle aradan üç ay geçtikten sonra bedeni kıyıya vurmuş şekilde bulunuyor. Biz farkına varmasak da zulüm bir can daha alıyor. İki çocuğu yetim bırakıyor.

Bu gece anladım ki evlatlarını bırakıp atlamak kolay değil.. Siz de farkettiniz mi? Ben hergün masal okurken, zulme maruz kalmış öncüler destan yazıyor. Yaşadıklarıyla yakın Tarihe imza atıp, not düşüyorlar.

Yüzleştim.. Peki siz ne yapardınız?

Ağlayamadım.

Atlayamadım.

Kabuğumu kıramadım.

Ötelere yol alamadım..

Şehit namzedi olamadım.

Nehrin bu tarafında kaldım..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder