12 Eylül 2017 Salı

Cezaevine Mektup

Merhaba,
Senin yalnızlığın şu an benimkinden çok büyük bilirim. Bu mektubu sana seni ne kadar çok seven ve bekleyenler var 'hatırla' diye yazıyorum. Emin ol bekleyenin olması çok özel bir duygu! Biliyor musun? benim bir yol arkadaşım veya bekleyenim yok. Artık tek başıma yürüyorum.

Nasıl diner bilemem yüreğindeki yangın. Yaşamadan anlaması zor.  Dalıp dalıp gidiyorsun ya o soğuk taşlara.. Hani bazen bir kriz hali ve sen iki büklüm... Gökkubbe tüm genişliğine rağmen üzerine geliyor ya.

Bizi merak ettiğini söylemişsin. Halimiz Umman.. Umman yanar mı? Sen içerideydin biz Umman'ı yaktık dışarıda. Zaten; Küre-i arz da cayır cayır ve ıpıssız yokluğunda.

Şimdi sen dedin ya 'bir dost selamına hasretiz' diye biz sana bin dost duasıyla ile geldik. 'Şimdilerde bu sert rüzgârlara  mâruz kalsak ta, farkına varamadığımız bir meçhulde yepyeni bir dünya kuruluyor.'

Çok eskilerden vatanını bir ideal uğruna bırakıp hicret edenler destan yazmıştı. Sen bu destanı tamamlanmayan bestesisin. Yeni bir dünyaya insani haklarını sen anlatacaksın. Bu sebeple içeriden sağlıklı çıkman gerekiyor. Cezaevinde hem ruhsal/kalp hem bedensel/kafa açıdan güçlü kalman önem taşıyor. Bu konuda o kadar müsterihim ki sen önceden kafa kalp izdivacını tamamlamıştın. Hz. Hacer 'bizi kime bıraktın' sorusuna 'Allahhhh cc' cevabını alınca 'var git öyleyse O cc bizi zayi etmez' demişti. Evet O cc evlatlarını zayi etmedi. O cc seni de zayi etmeyecek.

Aynı dertle muzdarip koğuş arkadaşlarınızın olması da ayrı bir nasip sayılmalı dimi? Günlerin nasıl geçiyor, merak ediyorum?

Kısa sürmesini dilediğim cezaevi konukluğunun, hayatınıza ve bize mutlaka olumlu yansımaları olacaktır.  Bedeli ağır olsa da, gelecek yarınlar için çok değerli.
Dualarımız hep sizinle olacak. Dostça selamlar…
Deniz-Kamp Hatıralarım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder