27 Ekim 2017 Cuma

BASIN BİLDİRİSİ


Ocak 2017, sıradan soğuk birgün. Beş çocuk annesi Nagehan Gökçek, Sincan cezaevine kocası Abdullah’ı ziyarete gider. Cezaevine girdiğinde gözaltına alınır. Çocukları arabada saatlerce yalnız başına kalırlar. Cezaevinin park alanında çekilen bir videoda kardeşlerden biri arabanın kapısını açıp ağlayan kardeşlerini gösterir.Gözyaşları içinde ”Biz beş kardeşiz, yalnız başımıza kaldık. Kardeşlerimden birisi engelli. Ben bu insanları Allaha havale ediyorum.” der. Kardeşlerden birisi Down sendromu. Gecenin geç saatlerinde akrabaları gelip çocukları cezaevinin park yerindeki soğuk arabadan alır.

Ağustos 2017 sonu itibariyle Türkiye genelindeki  cezaevlerinde annesiyle beraber kalan  altı yaşından küçük çocuk sayısı 668. Anne ve babaları hizmet hareketiyle bağlantılı olma suçlamasıyla işlerinden atıldı , gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu çocuklardan 149 u bir yaşından küçük bebekler.

Türkiyede ve dünya üzerinde Türk topluluklarında bugün aileler rahatsız edici bir gerçekle karşı karşıya. Binlerce çocuğun hayatı doğdukları ailelerin hizmet hareketiyle bağlantıları olması dolayısı ile paramparça edilmiş durumda.

Eğer bu saldırılara ülke ve dünya genelinde hemen bir son verilmezse, yüzbinlerce korumasız ve bir çok şeyden mahrum çoçuğun geleceği kararacak. Böylece toplumun geleceği karartılacak. Bu ailelere karşı yapılan  ayrımcılık ve şiddet , cocukların eğitim ve diğer temel haklarınının kısıtlanmasının yanı sıra güzel bir hayat kurma ve topluma katkıda bulunma haklarınıda ellerinden alıyor.

Yasadışı bu uygulamalar hiç bir gerçek bilgi ve belgeye dayanmıyor. Yapılanlara, Politik meseleler ve sıkı yönetim sebep gösteriliyor. Bu haksızlıklara ve ayrımcılıklara son verilmesi ve yüzbinlerce çocuğun haklarının çiğnenmemesi  çok önemli.

Çocukların fiziksel ve zihinsel olarak ihtiyaçlarını karşılayacak normal bir yaşam standardına sahip olma hakları ellerinden alınmamalı. Devlet bu ihtiyaçları karşılayamayan (özelliklede yiyeyecek,giyecek ve barınma) ailelere veya koruyucu ailelere yardım etmeli.
Adalet bakanlığının resmi kayıtlarına göre, cezaevlerindeki  yedi yaşından daha küçük olan ve anneleriyle kalan 668 çocuğun durumları hakkında endişe duyuyoruz. Tahminlere göre bu çocukların 149 tanesi bir yaşının altında, 140 tanesi bir yaşında, 124 tanesi iki yaşında, 117 tanesi üç yaşında , 77 tanesi dört yaşında , 44 tanesi beş yaşında , 6 tanesi altı yaşında ve kalan 11 tanesinin yaşı bilinmiyor, adalet bakanlığının açıklamasına göre  cezaevlerinde anneleriyle kalan çocukların 344 tanesi erkek ve 324 tanesi kız.

Bugün 28 Ekim, ve biz bu yapılan haksızlıkların ve cadı avının  artık son bulması ve çocuklarımızın sevgi,barış ve hayat dolu bir dünyada yaşaması için elimizden geleni yapmaya hazırız. 

Desteğiniz için teşekkür ederiz

Broşür



9 Ekim 2017 Pazartesi

#668BebekHapiste(Video)


Hastaneden Hapishaneye 668 Bebek

15 Temmuz 2016 Türk tarihine, kapkara bir gün olarak geçecekti. Türkiye o gece bir darbe denemesi yaşadı. İlk açıklama ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğandan gelmişti, suçluları darbe girişimi bulmuş F.. denilen bir örgütten bahsetmişti. Aynı gece halkı sokağa çıkmaya davet etmişti. O gece 248 insanımız ölmüş 2196 kişi de yaralanmıştı. Dünya çapında hizmet veren Ilımlı islamı temsil eden ve yaptıkları işler ve söylemleri ile radikal olmayan ve dünyanın 170 ülkesinde kabul görüp okullar açmış bu hareketin bir terör örgütü olarak isimlendirilmesi ülkemdeki insanları şaşırtmamıştı. Hele darbe girişiminden sonra hayatı kararanların sayısı tüyler ürperticiydi 50.000 tutuklu ve 111.000 ihraç. Bu kadar insanın mahkum edilmesine sessiz kalınması ayrı bir sorundu. Hükümetin icraatlarına muhalif olan her kesimden insan sırasını bekliyordu.

Çelişkilerle dolu geçen darbe girişiminden sonra hayatı altüst olmayan insan sayısı çok azdı.

Zulümden kurtulabilmek için onbinlerce aile tüm hayatını bırakıp Yurtdışına çıktı/çıkmak zorunda kaldı. İltica etti. Kimine göre sürgün, kimine göre hicret hayatıydı bu çıkış. Amma hicret edenlerin tek derdi var. Sosyal medyada ses getirecek bir etkinliklerle mağduriyetleri dünya basınına duyurmak. Tüm ülkelerde mağduriyetleri anlatma adına, aynı gün ve aynı saat diliminde etrafımıza toplayacağımız ne kadar insan varsa bir saatliğine yürüyoruz. 668 Bebek doğar doğmaz hastaneden hapishaneye alındı. İlk etkinliğimiz bebekli anneler için olacak. Hastaneden Hapishaneye.. Etkinlik her şehrin önemli meydanında son bulacak.



Tarih: 28 Ekim Pazar Newyork saatiyle 10:00 da herkes bulunduğu ülkede ne kadar insana haber verebiliyorsa çoluk çocuk merkeze yürüyecek.


Hastaneden Hapishaneye

Biz yürürken neler olacak?

1. Hepimizin elinde emzikler olacak.

2. Ellerimizle hazırladığımız gayet mütevazi pankartlarla foto ve video paylaşacağız Twitter'dan. Aynı anda hashtag ile destek verilecek.


*#668Bebek


*#TheCoupVictims

Aynı etiketle Twitler atacağız ve videolar paylaşacağız.





Bol etkinlikli günlerde buluşmak ümidiyle..

Etkinlik için A5 boyutunda Broşür













8 Ekim 2017 Pazar

Nuh'un Gemisine Davet (Hadiseleri Doğru Okumak)


Konya ilinde 1,5 milyon metrekarelik Türkiye’nin en büyük cezaevi inşa ediliyor. Ohal kampsamında atanan Konya Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan; Yurt genelinde devam eden Sözde darbe soruşturmalarında en başarılı ilin Konya olduğunu söylüyor.

Bu bilgiler ışığında soruyorum; zamanında talebeye yardım olsun diye mantı büktünüz diye Konya ilinde alınmanız mümkün mü?

Gelelim Pakistan meselesine..

Zamanında Pakistan’dan çıkılabilir miydi? Öğretmenlik yapan arkadaşlar ve ailelerini ayrı tutarak düşünelim. İdari kadrodasınız, büyük resmî görmek için toplantılarda sizi muhatap alıyorlar. Olayın vehametini enine boyuna tartışıyorsunuz. Bu tartışmalar sürerken önce evlatlarınızı okumaları için farklı bir ülkeye gönderiyorsunuz. Sonra amiyane tabirle ifade edeceğim; sizin topun ağzında olduğunuzu söyleyen akil insanlar tarafından çıkmanız gerektiğine hükmediyorlar.. Hazır pasaport ve vize probleminiz yokken size takdir edilen ülkeye geçiveriyorsunuz.

Aradan vakit geçiyor. Haberler çok iyi değil artık.. Çember daralıyor farkediyorsunuz. Hatta velilerinizden sizleri uyaranlar oluyor. Bazı öğretmen arkadaşlarınız insiyatif kullanıyor ve ülkeyi pasaport ve vize problemleri olmadığı problemin ilk zamanlarında kavli dua ediyor ‘Ya Allah’ deyip ülkeyi terkedebiliyorlar.

Siz bir yıl daha işsiz bekliyorsunuz. Bu süre zarfında gah iki aile bir evde birlikte yaşıyorsunuz, gah yeni eve geçiyorsunuz. Beklentiniz Birleşmiş Milletler kararında..





Hep içinizde bir ümit. ‘100 aile var, bize kal dediler, gerçi şu an bir işimizde yok ama çözeceklerdir. Vardır bi bildikleri’ diyorsunuz tevekkül içinde. Tedbir artık sizin elinizde değil. Sizinle aynı problem sarmalından debelenmeyen insanlardan medet ummaktan başka çareniz yok. Pasaportunuzun süresi dolalı çok oldu. Kimi arayıp dert yansanız size derman olup yeni ferman yollamıyor. Yeni hale, eski fermanla cevaplar üretiyorlar. Afganistanda savaş zamanı kalmaları söylenen hizmet erlerinden bahsediyorlar. Halbuki durum hiç birbirine benzemiyor. Akıl süzgecinden geçirdiğinizde alakasız gelse de Okçular tepesi örneği ile yüreğinizi ısıtıyorsunuz.

Aslında gelen tehlikenin farkındasınız. Birgün yurtdışına çıkan arkadaşlarınızı arıyorsunuz çaresizlikle hiç değilse kızlarımı yanınıza göndereyim sahip çıkar mısınız diyorsunuz telefonun ucundaki ses ne demek abi siz yeter ki yollayın diyor ama bunu başarmanız artık zor.

Aradan 38 gün geçiyor. Yeni taşındığınız evinizin etrafından sivil kıyafetli garip insanlar dolaşıyor, ürküyorsunuz.

..ve iki sonra bir gece. Başlarınıza çuval geçiçirerek 10 yıldır eğitim hizmeti verdiğiniz yerden eli silahlı 15 kişi tarafından derdest edilerek, kaçırılıyorsunuz..

Kaçırıldım! 12. Gün

Neredesiniz? Canınızı yakıyorlar mı? Sıcakta mı bunalıyor, soğukta mı üşüyorsunuz? Sahi artık iyi misiniz?

Yerinizi bile bilmediğimiz o karanlık yerden sizi nasıl kurtarırız? ın derdine düşüyoruz.

Siz bu haldeyken biz güvenli bölgedekiler Pakistan’daki 100 kadar aile için ne yapabiliriz? Düşünüyor, düşünüyoruz. İlgili yerlere mail kampanyaları düzenliyor ve 7 düvele nam salıyoruz. Sosyal medyada bağım bağım bağırıyoruz ‘Birleşmiş Milletler ve Pakistan Konsolosluklarına gidin, sorun, dilekçe verin’ diyoruz.




(Örnek mail; dilekçe formatı, alıcı adresler mevcut)

http://mycampmemories.blogspot.fi/2017/10/example-request-letter-for.html

Giden gidiyor, bir maille size destek olan oluyor. Anlayın artık ne olur.. Gözlerimiz daim buhurlu, hacetlerimiz ve gece dualarımız sizin için..

Hepsi bize kolay geliyor. En zor gelen ise ihtimal dahilinde bir kötü haber daha alma endişesiyle;

İradesini Hakka adanmışlık adı altında kullanmayanlar..

2 Ekim 2017 Pazartesi

Hastanedeyiz!

Allah (dünyanın neresinde olursanız olun) düşürmesin. Hastanedeyiz!

Küçük oğlan üzerinize afiyet biraz hareketli.🚶🚶Ben biraz diyorum siz anlayın..🏃🏃
Dün öğleden sonra gözümün önünde koltuktan düşüyor ve masanın kenarına sıyırmaya ramak kalmışken vuruyor. Kaçınılmaz son kaş yarılıyor.🤦🏻‍♀️💆🏻🔲

Büyük bir metanetle hemen office gidiyorum oğlan kucağımda, kanaması var. Gider gitmez sandalyeye oturuyorum çünkü takatim sıfırlanıyor. Sakinim çok sakinim, gerçekten bak. (bayıldım bayılacağım)

Görevliler önce beni teskin ediyor, hemen giyinmemi istiyorlar. 'Yanına yiyecek bişeyler al, uzun kalabilirsin. Diğer yavrulara bakacağız' diyorlar. Ben onları da almak istediğimi, hastaneye gidersem çok korkacaklarını ve bunu atlatamayacaklarını söylüyorum, kabul ediyorlar.

Üstümüzü değiştirmeden, çantamıza birer dış kıyafeti alarak kampın minibüsüne biniyoruz. 20 dk kadar gittikten sonra hastaneye ulaşıyoruz. Önce sıra numarası almalıyız. Acil ama sıraya girmemem adil değil. Sıramızı bekliyoruz. Neyse ki sıradaki biziz. Kayıt oluyoruz, işlem on dk sürüyor. Görevli yanımızda; hem özel şoförlük yaptı bize hem de refakat ediyor. 'Uzun bekleniyor buralarda, geçen sene geldiğimde 4 saat beklemiştim, rahat ol' diyor. Çocuklar her resmi kurumda olduğu gibi burada da var olan oyun köşesine geçip oyuncaklarla oynamaya başlıyorlar. Ufaklık unuttu kaşını.. Arada bir sızlanıyor.

Tek kadın
Üç çocuk.
Gurbet
Hastane
Mülteci.. vs vs

Acziyetimize binaen az bekliyoruz. Kayıt sonrası beklemek 40 dk. sürüyor. Beklerken kimseyi üzmeme adına aramıyor, haber vermiyoruz.(7 düvel şimdi duydu🙈) İsmimiz söyleniyor, içeri giriyoruz. 2 hemşire yarayı temizliyor, diğer çocuklar yanımızda kalmakta ısrar ediyor. Doktor gelince odadan çıkarıyorlar, refakatçimiz günün meleği olarak, çocuklara da bakıyor.😇

Kaş'a uyuşturucu iğne yapıyorlar; üç hemşire, bir anne, bir doktor zor tutuyoruz. İki dikiş atılacak. Oğlan 'Anne seni göreceğim' diye inlediğinden kalıyorum ve gözümün önünde dikiş atıyorlar.

5 kadınız ve operasyon bittiğinde hepimiz kanter içindeyiz. Başarmış olmanın mutluluğunu tebessümlerle paylaşıyoruz.

Bitti ✅ ' baştan sonra Razıyım Ya Rabbi cc' nidalarıyla çınlattım tüm hasselerimi.

Nasıl razı olmayayım ki!

Odamıza giriyoruz. Saat 18.20 biraz yemek yedikten sonra oğlan uyuyor. Diğer iki yavrum arkadaşlarının yanına gidiyor. Saat tam 19.00. Ben bilgisayarın başında, hepimiz gibi dualar eşliğinde twitt atıyorum. 

#FreedeomToKacmazFamily

Hastanede neden fazla kalmadığımızın hakikatine eriyorum.

Bu dert o kadar büyük ki derdime yanamıyor, yanmıyorum.
Biz iyiyiz. Kaçırılanlar iyi mi? Bilmiyorum. bilemiyoruz 😔😔😔