Gazeteci Adem Yavuz Arslan’ın röportajını okurken çok heyecanlandım. Tespitler çok duru bir aklın ürünü. Şu cümleler aldığım Notlar arasında;
Artık ‘necip Anadolu insanı’ gibi düşüncelerim yok. Malesef insanımız güce tapıyormuş ve düşene destek olmak yerine tekme atmayı tercih ediyormuş. Mesela memleketten başı sıkışan, hastası olan, iş arayan Ankara’da beni buluyordu. Elimden geldiğince herkese yardımcı olmuştum. Hastası olana doktor buldum, iş arayana yardımcı oldum, yolda kalana para verdim vs. Sonra ne oldu..
http://thecrcl.ca/cemaatin-en-buyuk-hatasi-devleti-ve-toplumu-taniyamamasiydi/
Sonra biz yapayalnız kaldık. Değer verdiğimiz ne varsa bir masanın üstündekilerin yekten bir kol işaretiyle devrilmesi gibi herşeyimizi o masada kaybettik.
Ülke değiştirdik. Issız kaldık. Sıfırdan başladık. Adapte olmaya çalışıyor ve çabalıyoruz.
Evlatlarımız bizim yaşadığımız yalnızlığı yaşamasın diye çile çekiyor ve çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Hayat güzeldir filmini kendi hayatımızın filmi gibi oynuyoruz küçük sahnemizde.
Hepimiz Dil öğrenme gayreti içindeyiz. Travmalar eşiğinde kimimiz.. Kimimiz travmanın tam içinde. Sorguluyoruz. Laf dönüp dolaşıp Rahman’a bağlanıyor. Çünkü tüm yollarımız kapalı. Bir O nun yolu açık.
Hepimiz uçurumun kenarındayız.
Çok az kişi var yurtdışına çıkabilmiş. Hayatına kaldığı yerden devam ettiği zannedilen...
Hayır efendim öyle değil işte. Yurtdışında birileri kulaklarını tıkasa ‘duymasam kendimi iyi hissediyorum, duysam çok üzülüp kendime gelemiyorum’ dese de...
Herkes uçurumun kenarında! İmtihan bitmedi. Bir rüzgar savurabilir, bir söz, bir bakış mahvedebilir tüm kazancımızı.
Hepimiz kayıptayız.
Hepimiz dünyamızı kaybettik. Yeniden doğmuş gibiyiz.
Dünyaya tekrar gelsen bu hatayı yapar mıydın?
Kırk yaşında yeniden doğunca, sil baştan başlayınca da kolay olmuyormuş.
Kolay olmayan ne varsa Zihnime üşüşüyor. Zihni’mi üşütüyor.
Bu soğuk atmosferde kendimi dünya çocuklarının el ele verdiği karede bir çocuk olarak görüyorum, dünya yuvarlak bende tüm çocuklar gibi dönüyor aynı noktaya geliyorum.
Vesselam..
Yeniden doğmak zor ama güzel olmalı. Bunları birebir yaşamak sizlere nasip olmuş. 40 yaşında yeniden dünyaya merhaba
YanıtlaSilBilirmisiniz siz 40 yaşına gelmiş bir insanın ülkesini terkederken geriye bakıp iç çekmesini bilirmisiniz siz eşi (yani benim hanım olur du kendisi)tarafından bu süreçte gammazlanan terkedilen vede ihbar edip içeri girmesi için çabalayan bir kadına karşı çaresizliği yaşayan adamın iç hiriltisini bilirmisiniz hiç ülkeyi terkederken iki çocuğunü yaban ellere vasıfsız kollara vicdansız yüreklere bırakmak zorunda kalan bir babanın yürek yangınını bilmezsiniz nerden bileceksiniz yapamayınca insan nerden bileceksiniz bu belki yaşanmadan anlaşılmayacak bi imtihandı yaşadım şimdi kamp odalarında uzaklara bakıp çocuğunu özlemenin ne büyük bir imtihan olduğunu yürek dayanır mı onuda bilmiyorum tekleyen ritimlerı sessizce duyunca anlıyorum ozaman imtihan denilen meselenin ne kadar ağır olduğunu kardeşlerim ana baba belkide eş ile bir kadın ile imtihan olmak çok zormuş çok hele birde işin içinde masum canların olunca onlara mi üzülsem kendime mi üzülsem bilemedia peki ben ne yaptım oturdum zaman zaMan sessizce ağladım ağladım size acziyet gibi gelebilir ama derdim bu benim dedim derdime ağladım davam bu dedim döndüm davama ağladım sonra kaldırdım ellerimi Bunları veren Allaha şükür olsun diye yine ağladım açıldı tüm kapılar belki yarama Melhem olurdiye sardı her yarı güzellikler yeni bir dünya kuruluyor her yer bembeyaz ve de ak inşallah Bu dünyada beraber yaşarız tüm muhacirler ensarlar Yusuflar gaybubet kahramanları ile hep beraber tüm mazlumlar...........
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
Sil