Havalar soğudu. Sonbaharın ilk günleri..
Oğlum hasta. Öksürüyor, burnu akıyor.. Eminim üç günde atlatacak. Burada hava o kadar temiz ve mikroplardan arınmış ki grip türü hastalıklar çok kalmıyor bünyenizde. Onlarda çok kısa bir zaman sonra sizi terk ediveriyor.☺️
Üç çocuklu bir anne için olağan bir durum. İlaçlarımızla geldik Türkiye'den.
Buralarda hasta olduğunuzda ne olur? Hafta içi her gün belirlenmiş sınırlı saatlerde (sabah iki saat kadar) görebilecek bir hemşire var. Hemşire demek, doktor demek! Çok sıkıntılı durumlarda yönlendiriliyorsunuz hastaneye. Bu sebepten biz hemşireye pek gitmiyoruz. Netice belli. İlaç verip yollayacak. Bizim ilaçlarımız var israfa gerek yok diye düşünüyorum ve iç meselemi yine içimde hallediyorum.
Amma halledemediğimiz şeyler var..
Gözlerindeki feri sönmüş yavrunuz sizin gözünüze bakarak 'babamı özledim' diyorsa bu duyguyu nasıl yöneteceksiniz kitleniyor ve halledemiyorsunuz.
Gece öksürükten uyuyamayıp bir o yana bir bu yana dönüyorsa yavrunuz, ağlamasını kesemiyorsunuz ve onunla sizde içten içe ağlıyorsunuz.
Hele bir de sizde o çok sevdiğiniz çayı (yalnız içmeye alıştığınız; buranın konusu olmadığı için özel başlık açacağım) içemeyecek kadar halsiz ve keyifsizseniz kendinize gelmekte zorlanıyorsunuz.
Demek ki tam zamanı;
Dua zamanı.
Benim için kendimle yüzleşme sorgulama vakti...
Cok ilginc bir hikâye
YanıtlaSilKitap yazın bence... Ne zaman yayınlanır bilemiyorum ama. Ben alır okurum. Konusu özellikle çok ilgi çekici olacaktır.
YanıtlaSil