'İmdaaat' diye bağırasım geliyor, lavabolara her gidişimde.
Ortak temizlik değil de, ortak pisletme kültürü yerleşmiş burada.
Sabunluk kırıldı. Herkes kendi sabununu taşıyor artık. Ben unutuyorum, tekrar tekrar dönüyorum odaya. Bugün temizlik sırası bende. Temizlik yaparken en zorlandığım kısım erkekler bölümüne girmekti. Sonradan alıştım (istersen alışma) ama girerken bir adım ileri, iki adım geri attığım da yalan değil. Temizledikten on dakika sonra lavaboda yeşil çaylar vardı. O çaylarla problemim var. Bu lavabolarda yıkanan çocuklarla ve bulaşıklarla da problemim var. Hâlbuki mutfağın hemen yanında banyolar var, gitmeye üşeniyorlar. Gerçi onun da mütemadiyen gider boruları tıkalı... (buraya üç nokta koymalı🙄)
Temizlik kaygılarım var. Lavabolara önden ben gidiyorum, yerde görmüş olduğum peçeteleri topluyorum. Sonra sırasıyla çocukları götürüyorum ve hoop odaya geçiyoruz.
Ramazan'daysa sahur vakti herkes ağzını çalkalama derdindeydi. Lavabo kuyruğunda beklerken, muhabbet ederek sohbeti uzatıyorlardı. Bir Afgan, kalabalığı görünce 'meclis meclis' diye keyiflenmişti. Bense her gece istifra etmenin eşiğinden dönüyordum.
Kimine meclis, kimine nahoş anılar…
Tweet: @kamphatiralarim
Mail: kamphatiralarim@gmail.com
http://kamphatiralari.blogspot.com.tr/?m=1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder