17 Ağustos 2017 Perşembe

Ağlamak kârım oldu!



Katıla katıla, öğüre öğüre ağlamak istiyorum.

Çocuklar uyuyor sıkıyorum sıkıyorum sıkıyorum kendimi.

Saçımda siyah kalmadı artık. Saydım gözlerimde gözyaşı torbaları bir değil beş tane.

Burada geceler katran karası. Herkeste bir kasvet olduğundan mıdır bilmem içimde ne kadar ümit barındırırsam barındırayım olmuyor. Bir yerde sel oluyor gözyaşlarım.

Devamlı kaçırıyorum gözlerimi insanlardan ve 'ağladığımı görmesinler amannn' diye yavrularımdan.

Bi benden kaçamıyorum.
Devamlı yüzleşme halindeyim.

Dayanacak gücüm kalmadı.

Her gün bir kötü haber ekleniyor duyduklarıma.

Nuriye ve Semih'e müdahale ediyorlar. O iki direniş Kahraman'ını akıllarından edecek akıl yoksunları. Hapishanedeki bebek sayısı günden güne artıyor. Gazeteciler ilaçlarını bile alamıyor. İşkenceden ölenler var. Kaçırılanlardan haber alınamıyor.Bunlar duyduklarımız. Peki ya duyurulmayan mağduriyetler... Dayanamıyorum.

Gah bülbül diyorum. Matem senin hakkın değil. Sus matem benim hakkım..

Gah Ahmet Kaya' dan demleniyorum. 'Siz benim nasıl yandığımı nerden bileceksiniz..'

Geceler bitmiyor... Derdime yenik düşüyorum. Hergünü mağlup bitiriyorum.

Bugün de olduğu gibi..


ve bir cümlecik yerleşiyor dilime.

Her açtığın yaradan, hesap sorar Yaradan!

Açtığım yaralar aklıma geliyor, kalbimi sızlatıyor.

Yaradana sığınıyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder