Gazeteci - yazar İbrahim Sediyani'nin, T24'ün sorularına e-posta yoluyla verdiği yanıtlardan önemli tespitler:
“Rohingya’ Kürtçe bir isim ve ‘güneşin doğduğu ülke’ demek”
*Arakan coğrafyasını Kürt tüccarların ve tebliğcilerin “İslamlaştırdığını”, Kürdistan’dan bu topraklara gelen Kürtler’in “Rohingya” ülkesini kurduklarını, Kürtler’in doğuda gittikleri en uzak yer olduğu için “Doğu ülkesi” anlamında “Rohingya” adını verdiklerini kaydeden Doğulu ve Batılı tarihçiler ve coğrafyacılar, Kürtler’in ayrıca bu cennet coğrafyanın harikulade doğal güzelliğine iltifat etmek amacıyla Rohingya’ya “Aydınlık topraklar”anlamında “Rewşeng / Ruşeng” adını da verdiklerini kaydetmektedirler.
"Rohingyalar dünyanın en Mazlum Halkı"
Müslüman Rohingyalar, bizzat Birleşmiş Milletler tarafından da resmî olarak tescil edilmiş bugün “dünyanın en mazlum halkı” durumundadır.
*54 milyon kişinin yaşadığı ve çok dînli, çok dilli, çok etnisiteli bir ülke olan Myanmar (Burma) nüfûsunun yüzde 68’i Bamar (Burmalı), yüzde 9’u Şan, yüzde 7’si Kayin, yüzde 3, 5’i Raxine, yüzde 2, 5’i Çinli, yüzde 2’si Mon, yüzde 1, 9’u Rohingya, yüzde 1, 5’i Kaçin, yüzde 1, 25’i Hint, yüzde 0, 75’i ise Kayah’tır.
*64 yerli etnik kökenin yaşadığı ülkede 200’ün üzerinde dil ve lehçe konuşulur. Bunlar arasında Şanlar, Kayinler ve Rohingyalar devlet tarafından her türlü ayrımcılık ve dışlanmaya maruz bırakılmakta ve kendilerine “vatandaşlık” hakkı dahi verilmemektedir.
*1982 yılında çıkarılan “Yeni Vatandaşlık Kanunu” ile Rohingya halkı “millî unsur” (Myanmar ulusu) kategorisinden çıkartılarak kendi öz yurtlarında birer yabancı, sığıntı konumuna düşürülmüştür. “Doğdukları ülkenin vatandaşı” olma hakları bile ellerinden alınmıştır.
*Rohingyalar’a, üzerinde “Yabancılara aittir” yazılı beyaz renkte özel bir kimlik verilir. Bu kimlik sadece bilgi amaçlıdır. Tüzel anlamda hiçbir geçerliliği yoktur.
*“Anadilde eğitim” ve “Anadilde savunma hakkı” gibi en temel insanî hakları tanımamaktadır. Rohingya Müslümanlar’ın üniversiteye gitmesi yasaktır. En fazla liseye kadar okuyabilmektedirler.
*Myanmar (Burma) devleti ve ordusu, ülkedeki etnik azınlıklara mensup kişileri zorla çalıştırmakta ve çalıştırdığı yerlerde dînî ve kavmî kimliklerini hedef alan aşağılayıcı muamelelere maruz bırakmaktadır.
*Müslüman Rohingyaların beton evler yapmaları yasaktır; evlerini ahşap yapmak mecburiyetindedirler. Üstelik bu evler “devlete ait evler” olarak kabul edilir ve kaza ile yangın çıkarsa, evde oturanlar “devlete ait evi yakmak” suçundan 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.
*Bir Müslüman Rohingya, iş yeri açamaz. Rohingya’nın iş yeri açabilmesi için bir Budist’le ortaklık kurması gerekiyor. Budist, tek kuruş sermaye koymadan işletmenin yüzde 50’sine sahip olmaktadır.
*Rohingyalar, sahip oldukları hayvanlar için de her yıl devlete vergi ödemek zorundadırlar. Rohingya Müslümanlar’ın devlet dairelerinde çalışmaları yasaktır. Bugün Myanmar devletinde bir tane bile Rohingya memur yoktur.
*Rohingyalar’ın sabit telefon, cep telefonu, bilgisayar ve motorlu taşıt sahibi olma hakları yoktur. Rohingyalar’a bunların hepsi yasaktır.
*Myanmar (Burma), Rohingya Müslümanlar’ın evlenmelerine dahi engel çıkartmaktadır. Rohingya bir erkek ile Rohingya bir kadının evlenebilmesi için ilk önce yerine getirmesi gereken bazı prosedürler vardır ve bunlar o kadar çetindir ki, Müslümanlar’ın evlenmelerini neredeyse imkânsız hale getirmektedir.
*Rohingyalar evlenenebilmek için devletten izin almak zorundadır. Devlet, evlilik izni almak isteyen çiftlerden her birinden ayrı ayrı yüksek miktarda vergi alıyor. Bu vergiyi öde(ye)meyen çiftler evlenemezler! Üstelik, vergi ödendikten sonra bile en az 2 – 3 yıl beklemek zorundadırlar. Bazen bu vergi ödendiği halde 3 yıl sonra “red” cevabı gelmektedir; yani evlilik vergisini ödedikleri halde evlenmelerine izin verilmemektedir. Daha önce ödenmiş olan vergi de çiftlere geri ödenmemektedir. Arakan’da yaşayan pekçok genç Rohingya, sırf evlenebilmek için Bangladeş tarafına kaçmaktadır.
*Arakan’da yaşayan Rohingya aileler, tüm aile bireylerinin yer aldığı fotoğrafı her yıl devlete teslim etmek zorundadırlar. Doğan her çocuk için ve ayrıca ölen her aile bireyi için devlete vergi verme zorunluluğu vardır.
*Irkçı ve faşist Myanmar (Burma) devleti, Rohingya Müslümanlar’a “ülke içinde” dahi seyahat yasağı koymuştur. Rohingyalar’ın iki ayrı vilayet arasında seyahat özgürlüğü yoktur. Rohingyalar’ın Arakan bölgesi dışına çıkması, Myanmar’ın diğer bölgelerini gidip gezmesi yasaktır. Rohingyalar seyahat edebilmek için “seyahat kartı” almak zorundadırlar ve bu da devlet tarafından türlü bahanelerle verilmemektedir. Rohingyalar’ın ülkenin başkentini görmesi yasaktır.
*Myanmar, cemaatle namaz kılmak ve kurban kesmek gibi ibadetleri Rohingya Müslümanlar’a yasaklamıştır. Cemaatle namaz kılanlar tutuklanıp hapse atılır ve insanlıkdışı işkencelere tabi tutulur. Myanmar devleti yeni cami inşaatına izin vermemekte, var olan camilerde de “cemaatle namaz kılmak” ve “dînî sohbetler tertiplemek” gibi suçları (!) tespit ederse o camiyi yıkmakta ve yerine Budist tapınakları inşâ etmektedir.
*Cami ve medreselerin tamir ve onarımı yasaktır. Bu yasağı denetlemek için de mutad bir uygulama olarak cami ve medreseler yılda üç kez fotoğraflanmak zorundadır. İzinsiz tamir ve onarımın cezası 6 ay ilâ 6 yıl arasında değişen hapis cezasıdır. Myanmar’da son 20 yıl içinde bir tane bile yeni cami inşâ edil(e)memiş, var olan camilerin tamiratı dahi yapılamamıştır.
*Asimilasyon politikalarını hayata geçiren Myanmar devleti, Arakan bölgesindeki köy ve şehirlerin yerli Rohingya dilindeki isimlerini değiştirmekte, onlara resmî Burma dilinde uyduruk isimler vermektedir.
*Myanmar devleti, Müslüman halkın dîn ve ibadet özgürlüğüne yönelik uyguladığı baskı ve zûlmün aynısını ülkedeki Hristiyanlar’a ve hatta devletin ırkçı – şovenist yapısına ve azınlıklara uyguladığı zûlüm ve baskılara karşı çıkan Budistler’e dahi uygulamaktadır. Myanmar devletinin ırkçı ve faşist politikalarına karşı çıktıkları ve zûlüm gören Müslüman ve Hristiyan halkların haklarını savundukları için bugün Myanmar cezaevlerinde yaklaşık 300 Budist rahip yatmaktadır.
"Ulusun yarısından fazlası mülteci"
*Rohingya halkı, canını kurtarmak için periyodik olarak komşu veya bölge ülke topraklarına hicret etmektedir. Toplam sayıları 2.5 milyon olan Rohingya nüfûsunun 1.5 milyonu vatanlarından uzakta, mülteci hayatı yaşamaktadır.
*Rohingya mültecilerin büyük çoğunluğu komşu Bangladeş’teki mülteci kamplarında “yaşamaktadır.” Bangladeş topraklarında 2’si kayıtlı (resmî; BM denetiminde), 2’si de kayıtsız (kaçak, illegal) olmak üzere 4 tane Rohingya mülteci kampı vardır.Bunların dördü de biribirlerine yakın ve “Bangladeş Arakanı” olan Chittagong il sınırları içinde, Myanmar sınırına oldukça yakındır.
*Ağaç yapraklarıyla besleniyorlar, çocuklarına toprak yedirerek besliyorlar. Hiçbir şeyleri yok!.. Ve gördükleri herkesten korkuyorlar, her yabancıdan korkuyorlar. Ben onlarla konuşmaya çalışırken onlar bana korku dolu gözlerle bakıyorlardı, bizden öyle bir korkuyorlardı ki, anlatamam. Çünkü bugüne dek, onlardan olmayan her insandan sadece kötülük görmüşler. Onlara benzemeyen her insan, onları ya yakmak ya da şiş ve baltalarla parçalayıp öldürmek için yaklaşmış onlara.
Bangladeş’te bugün toplam 700 bin Rohingya mülteci yaşamaktadır. Bunların 28 bini BM denetimindeki resmî kamplarda, 71 bini de ğayr-i resmî kamplarda barınmaktadır. Yani mületci kamplarında yaşayan Rohingyalar’ın sayısı toplam 99 bindir. Kamplarda kalmayan Rohingya mültecilerin sayısı ise 601 bindir.
1.5 milyonluk göçmen nüfûsun yarısına kadarı Bangladeş topraklarına sığınırken, diğer yarısı da bölgedeki diğer ülkelere dağılmış durumdadır.
"Sorun ancak devletler düzeyinde çözülebilir"
*Sivil toplum kuruluşları bir şey yapamaz çünkü bu ancak devletlerin çözebileceği bir sorundur. Arakan’da yaşanan sorun ya da “Arakan sorunu”, sivil toplum örgütlerinin ya da insanî yardım gönüllülerinin, gazetecilerin ve yazarların çözebileceği bir sorun değildir. Devletler ve uluslararası güçler mutlaka inisiyatif almalı ve sorunun çözümü, zûlüm ve katliâmların durması, mazlum Rohingya halkının hem özgürlüğüne hem de temel insanî haklarına kavuşması için çaba göstermelidir.