Yazmalıyım diye sıçrıyorum..
..gözümden uyku akıyor. Hırsla direniyorum uykuya ve artık gözünden hırs akıyor. Bak nasıl da değişti. Uykuya veda ediyorum. Halbuki ki uyku her sabah yeniden başlamak ve tazelenmek için gerekli değil mi? Evet öyle. Kesinlikle öyle ama düşünmeden edemiyorum. Yazmalıyım..
Bugün bilgilendirme (info) vardı. Her hafta bir saat kadar oluyor. Her bilgilendirmeye farklı diller için çevirmen geliyor. Bu toplantının en iyi tarafı derdinizi anlayacağına inandığınız birinin, derdinizi yetkiliye iletebiliyor olması..
Başladık; Temizlik ilk konu;
İlk olmasının yanında en önemli özelliği yönetimin yönetemediği bir konu olması! Çalışanlar kimseyi temizlik için zorlamıyor. Göçmenler de yan gelip yatmaya alıştıklarından olsa gerek temizlik günlerin de iş yapmaya yanaşmıyorlar.
Bu konu yüzünden kavga eden de gördüm. Ben misal barut fıçısı gibi dolanan da.. Ortamın nezaheti ve nezaketsizliğinden! patlamaya hazır bomba gibi gezen insanlar oluyor etrafta.
İkinci konu; size bir şey imzalatmak isterlerse imzalamayın. Dolandırılmayın, kefil olmayın vs..
Üçüncü konu çocuklar; Okuldan bir kağıt gelir ve anlamaz iseniz ofise uğrayın yardımcı olalım...
Dördüncü konu; Haftanın etkinlikleri cimnastik, dil kursu, konuşma etkinlikleri vs...
Beşinci konu; hastalık. İşte bu konuya hasta oluyorum🤕🤧🤒😷
Hastalandığınızda hemen hastaneye sevkedilmeyeceğimiz hatırlatılıyor. Burda sizi önce hemşire görüyor. Gerekli görürse size bir randevu ayarlıyor. Bir, iki hafta sürebiliyor randevunuzun gelmesi. O zamana kadar iyileşmiş oluyorsunuz zaten. Gribal enfeksiyonlara karşı marketler hazır. Özel reyonlar var. Durumuna göre takviye edici ilaçları alabilirsiniz. Türkiye gibi ‘Doktor Hn/Bey şuram ağrıyor’ diyemiyorsunuz. Antibiyotik için mikropların sizi çepeçevre kuşatmış olması gerekiyor.. Burada Diş için hemşireye gitmeyen yoktur sanırım. Önce size ağrı kesici verip gönderiyorlar. Baktınız ki başa çıkamıyorsunuz, tekrar tekrar hemşirenin kapısını aşındırmanız durumunda bir randevu koparabiliyorsunuz.
‘Sorusu olan?’ diyor yetkili.. Herkes artık o kadar bıkmış ki buradaki rutinlikten soru yok.. Her haftanın fiks konuları bunlar..
Altıncı konu için üst düzey bir yetkili geliyor. Hem cinsim bir bayan. Bu ülke de Çalışanlar arasında yüzde 80 kadınları görüyorsunuz. Bu kadın tavırlarıyla beni yüreklendiriyor.. Her gördüğü yerde Selam vermeden geçmeyen Müdire hanım söze başlıyor;
Kampımız ⛺️ kapanıyor..
Mart sonunda kapanacağını söylüyor. Herkesi farklı kamplara yerleştirecekler. Ülke genelinde 20 kamp kapatılacağı bilgisini veriyor. O zaman kadar durumunuz netleşebilir diye ilave ediyorlar..
Bilgilendirme bitiyor..
Derin düşüncelere dalıyorum. Zaten alışmadığım ve alışmak istemediğim bu yerin iyi ve kötü özellikleri sıralanıyor zihnimde. Çok üstünde durmasamda, çıkarsamalara başlıyorum çoktan..
Son noktayı “Allah Kerim” diyerek koyuyorum. Zihnim başka şeylerle çok meşgul bu aralar. Nazi Almanya’sında kamplarda kalmış, Yahudi asıllı bir hanımefendi ‘Hannah Arendt’ le konuşuyorum günlerdir.. Kötülüğün Sıradanlığını öğrenmek için talebesi olmaya yöneliyorum.
Malum #668Bebek için yapılacakları yaptık. Kapanmaması gereken O sayfayı kapatmakla birlikte bilgelik arayışım başladı.
Size de sorayım?
Sahi sizce değil politik söz söyleyicilerin, mahallenizdeki bakkalın bile sizi ihbar ettiği yerde, ‘kötülük neden bu kadar sıradanlaştı?’
Bileniniz var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder